YÖK'TEN ÜNİVERSİTELERE “ULUSLARARASI ÖĞRENCİ KONTENJANI" MÜJDESİ
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından, ülkemizdeki yükseköğretim
kurumlarının yurtdışından öğrenci kabul kontenjanları ile ilgili yeni bir
karar alındı.
Buna göre; Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) kılavuzunda yer alan “
programların kontenjanlarının en fazla %50'sine kadar yurtdışından
öğrenci kabul etme sınırlaması”
ortadan
kaldırıldı.
Bu yeni düzenleme Devlet–Vakıf bütün üniversiteler için geçerli olacak.
Bundan sonra üniversitelerin program bazında yurt dışından öğrenci kabul
kontenjan talepleri, her
eğitim ve öğretim yılı başlangıcından önce belirlenecek bir tarihe
kadar bu kısıta tabi olmadan Yükseköğretim Kurulu’na
bildirilecek. Bu talepler
YÖK tarafından değerlendirilerek, karar verilecek ve üniversitelere
duyurulacak.
Tıp ve Diş Hekimliği programları için bazı istisnalar var
“Tıp ve Diş Hekimliği programları" içinse bu alanların özelliklerinden
dolayı bazı istisnai şartlar getirildi. Bu iki programın yurt dışı öğrenci
kontenjanı, YKS Kılavuzundaki bir önceki yıla ait kontenjanının %50'si ile
sınırlandırılıyor. Bununla birlikte belirli koşulları ve kriterleri
sağlayan üniversiteler, uluslararası öğrenciler için” ayrı bir sınıf
açarak” bu iki programa bu oranın üstünde de öğrenci kabul edebilecek. Bu
ayrı sınıf için gerekli staj ve klinik uygulamalar, laboratuvarlar ve
teçhizatlar için yükseltilmiş belli şartlar ve mekan kriterleri aranacak,
ayrıca vakıf yükseköğretim kurumları için bir önceki yılın denetleme raporu
ve müeyyide uygulanıp uygulanmadığı da dikkate alınacak. Devlet ve Vakıf
üniversitelerinde açılan bu ek sınıflar her yıl en az bir kere
denetlenecek.
Yapılan açıklamada Tıp ve diş hekimliği için bu istisnai şartların
getirilmesinin gerekçesi olarak; geçmiş yıllara bakıldığında bir sınıfta
bulunan Türk öğrencilerden daha fazla yurtdışı öğrenci talebinin en çok bu
iki program için söz konusu olduğu, dolayısıyla ilgili sınıftaki Türk
öğrencilerin bu sınıflarda uluslararası öğrencilerden daha az sayıda
olmalarının bu öğrencilerimizin nitelikli eğitim almalarını riske
sokabileceği gösterildi.
Ayrıca bu iki programın dışında kalan diğer programlar için de eğitimin
niteliği ve alt yapı bakımından değerlendirme ve denetlemelerin yapılacağı
ifade edildi.
Konuyla ilgili YÖK Başkanı Yekta Saraç bir açıklama yaptı:
“ Kaliteden ödün vermeden ülkemizi yükseköğretimde bir cazibe merkezi
haline getirmek için adımlar atıyoruz, başarılı sonuçlar alıyoruz.”
“Ülkelerin yükseköğretim kurumları arasında tesis edilecek olan akademik ve
bilimsel işbirlikleri, bilimsel araştırmaların düzeyini yükseltmenin, insan
kaynaklarını geliştirmenin ve toplumsal kalkınmayı sağlamanın önemli
araçlarından biridir. Bundan dolayı “Yeni YÖK" olarak, ülkemiz
yükseköğretiminin uluslararasılaşmasına büyük önem veriyoruz.
YÖK’te “Uluslararası İlişkiler Dairesi Başkanlığı" ilk olarak bu dönemde
kuruldu. Yine Türkiye'de ilk defa “Yükseköğretimde Uluslararasılaşma
Strateji Belgesi" hazırlanıp kamuoyu ile paylaşıldı. Bu belgede ortaya
koyduğumuz hedefleri gerçekleştirmeye yönelik adımlar atıyoruz ve başarılı
bir süreç sürdürdüğümüze inanıyoruz. Nitekim kamuoyu ile paylaştığımız
sonuçlar da bunu gösteriyor.
Bu başarı ciddi bir gayretin ürünü. YÖK'ün kuruluşu olan 1982 yılından 2014
yılına kadar geçen 32 yılda 15 ülke ile ilgili bakan ve YÖK Başkanı
düzeyinde yükseköğretim alanında işbirliğine yönelik mutabakat zaptı
imzalanmışken, son dört yılda bu yönde imzalamış olduğumuz mutabakat zaptı
sayısı 34'e ulaşmıştır. Bir başka ifade ile
“son dört yılda imzalanan mutabakat sayısı 32 yılda imzalananın iki
katını aşmıştır.
" Bu protokoller sembolik faaliyetler değildir; ülkemize gelen öğrenci
sayısını artmasında en önemli faktördür. Komşu ülkelerde az sayıda tanınan
üniversitelerimizin tanınırlığını girişimlerimizle sürekli artırıyoruz.
Afrika ve Balkan açılımlarımız da önemli sonuçlar doğuruyor.
Ayrıca, 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrasında, ülkemizdeki
büyükelçilerle yapmış olduğumuz yoğun toplantılar, ülke ziyaretleri ve
ikili görüşmeler neticesinde Türk Yükseköğretimine olan güven ve ilgide de
hamdolsun bir azalma yaşanmamış, artış çizgisi yükselmeye devam etmiştir.
Bundan 4 yıl önce 40 binli rakamlarda olan ülkemizdeki
uluslararası öğrenci sayısının bugün 148 bin’e ulaşmış
olması
Yeni YÖK'ün izlediği bu uluslararasılaşma politikasının açık bir
başarısıdır.
Üniversitelerimizle koordinasyon halinde uluslararası öğrenci çekme
bağlamında son yıllarda yıl ölçeğinde yakaladığımız artış oranlarının, Batı
Avrupa ülkelerinde bile benzeri görülmemekte. Bu rakamlarda sadece bir
artış değil, adeta bir sıçrama yaşanmıştır. Bu gurur tablosunun arkasında
ciddi bir planlama ve gayretin olduğunun altını çizmek isterim.
Daha önceki dönemlerde olmayan ve Yeni YÖK olarak “yeni” olarak
kurguladığımız öğrenci ve öğretim üyesi değişim programı türlerini sisteme
sokmamız, ortak diploma mevzuatını güncellememiz, yine daha önce örneği
görülmeyen “yeni” tür burs programlarını hayata geçirmemiz, nitelikli
yabancı uyruklu öğretim elemanlarını çekmeye önem vermemiz yabancı uyruklu
öğrenci sayısındaki büyük sıçramanın diğer amilleri arasındadır.
Devlet – Vakıf bütün üniversitelerimiz için yurt dışı öğrenci kontenjan
kısıtının kaldırılmasına yönelik aldığımız bu karar da bu sürece büyük
katkı sağlayacaktır. Bu süreç devam edecek ve önümüzdeki günlerde
uluslararasılaşma konusunda önemli bir adım daha atacağımızı söylemek
isterim.
Son olarak konu ile ilgili şunu ifade etmek isterim ki; “Yeni YÖK" olarak
ülkemizi yükseköğretimde bir cazibe merkezi haline getirmeye çalışırken,
bunu kaliteden ödün vermeksizin gerçekleştirmenin ne denli önemli olduğunun
da çok iyi bilincindeyiz. Bu kapsamda yükseköğretimdeki kalite odaklı
pozitif algımızın negatife çevrilmemesine de dikkat etmemiz gerektiğini
biliyoruz."