Yükseköğretim Kurulu Başkanı Özvar:
“Üniversitelerimiz kalkınmanın, toplumsal dönüşümün ve uluslararası iş birliğinin ana aktörleri haline gelmiştir”
“Türk yükseköğretimi artık Balkanlar, Orta Asya, Afrika ve Orta Doğu gibi stratejik coğrafyalarda bilim diplomasimizin taşıyıcısı konumundadır”
“Hedefimiz uluslararası sıralamalarda ilk 500’de 10, ilk 100’de bir Türk üniversitesi görmektir”
“Yükseköğretim bir ayrıcalık değil, toplumsal bir haktır”
“Üniversitelerin bilimsel üretim merkezleri olarak güçlendirilmesi, bilgi temelli iktisadi gelişmenin anahtarıdır”
26 Mayıs 2025
Yükseköğretim Kurulu Başkanı Erol Özvar, Eğitim-Bir-Sen ve İbn Haldun Üniversitesi iş birliğiyle düzenlenen “Türkiye’de Yükseköğretimin Yeniden Yapılandırılması: Yenilikler, Sorunlar ve Çözüm Önerileri Uluslararası Kongresi”ne katıldı.
Özvar, kongrenin açılışında yaptığı konuşmada, Türk yükseköğretim sisteminin özellikle son yıllarda gösterdiği kurumsal dönüşüm, nitelikli insan kaynağı yatırımları ve uluslararası görünürlük hedefleriyle küresel yükseköğretim alanında daha rekabetçi bir konuma geldiğini belirtti.
Yükseköğretim Kurulu olarak Türk yükseköğretimini küresel ölçekte rekabetçi, kapsayıcı ve nitelikli bir yapıya kavuşturmak amacıyla son yıllarda kapsamlı bir vizyon geliştirdiklerini vurgulayan Özvar, “Bu vizyonun temelinde, üniversitelerimizin sadece bilgi üretim merkezleri olarak değil, aynı zamanda kalkınmanın, toplumsal dönüşümün ve uluslararası iş birliğinin ana aktörleri haline gelmesi bulunmaktadır.” dedi.
“Eğitime adil erişim toplumsal bir haktır”
Özvar, eğitime adil erişimin gelişmiş toplumların öne çıkan hususiyetlerinden biri olduğunu belirterek, “Yükseköğretimin bir ayrıcalık değil, toplumsal bir hak olduğuna inanıyor; Türkiye’nin dört bir yanındaki gençlerimize nitelikli üniversite imkânı sunmayı bir sorumluluk olarak görüyoruz. Türkiye, hiçbir ayrım olmaksızın toplumun her kesimine son derece makul maliyetle üniversiteye erişim imkânı sunması bakımından dünyada en başarılı yükseköğretim sistemlerinden birine sahiptir.” dedi.
Üniversitelerin bilimsel üretim merkezleri olarak güçlendirilmesinin, bilgi temelli iktisadi gelişmenin anahtarı olduğunu vurgulayan Özvar, şöyle devam etti:
“Üzerinde uzun zaman çalışarak olgunlaştırdığımız Araştırma Üniversiteleri modeli ile uluslararası nitelikli yayınlarımızın artışı, öncelikli bilimsel alanlarda proje ve araştırma sayılarının yükselişi, küresel iş birliklerinin çeşitlendirilmesi ve bütün sektörlere yönelik doktora mezunlarının yetiştirilmesi gibi çıktılar öncelenmektedir.
Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması Programı ile üniversitelerimizin yerel ihtiyaçlara çözüm üreten ve bilimsel üretimleri vasıtasıyla, bölgesel kalkınmayı destekleyen kurumlara dönüştürülmesini sağlıyoruz. Tarım, sağlık turizmi, enerji, savunma sanayi ve dijital teknolojiler gibi alanlarda ihtisaslaşan üniversitelerimizle ise mahalli sorunlara bilimsel çözümler geliştirerek hem bölgesel hem de ulusal düzeyde somut katkılar sunuyoruz.”
“Bilimsel diplomasinin taşıyıcısıyız”
Türk üniversitelerinin, hükümetin uygulamaya koyduğu doğru politika ve teşvikleri ve Yükseköğretim Kurulunun gayretleriyle uluslararası öğrenciler için bir cazibe merkezi haline geldiğini belirten Özvar, “Bugün Türkiye uluslararası öğrenci hareketliliği bakımından küresel bir aktördür.” dedi.
Bakü’deki Türkiye-Azerbaycan Üniversitesi ve Taşkent’teki Uluslararası Türk Devletleri Üniversitesinin Türk yükseköğretim sisteminin yeni ve öncü örnekleri olduğuna işaret eden Özvar, Gazi Üniversitesi’nin Kazakistan’da bu sene akademik şube açacağını ayrıca Suriye, Arnavutluk, Mısır, Türkmenistan ve Irak’ta da ortak üniversite kurma çalışmalarının sürdüğünü bildirdi.
Özvar şöyle devam etti:
“Bütünüyle ülkemizde geliştirdiğimiz öncü uluslararası iş birliği modellerimiz, yalnızca akademik iş birliği değil; karşılıklı anlayış, kültürel etkileşim ve birlikte kalkınma ilkeleriyle tasarlanmış ve hayata geçirilmeye başlamıştır. Türk yükseköğretimi artık Balkanlar, Orta Asya, Afrika ve Orta Doğu gibi stratejik coğrafyalarda Türkiye’nin bilimsel diplomasinin taşıyıcısı konumuna gelmiştir.”
“Filistin’e, Sudan’a üniversitelerimizin kapılarını açtık”
Konuşmasında Gazze olaylarına değinen ve Filistin’de büyük bir soykırım uygulandığına dikkat çeken Özvar, “Üniversitesi yıkılan ve ülkesinden sürülmek zorunda kalan öğrencilere kucağımızı açtık, üniversitelerimizi açtık. Türk üniversiteleri sadece Gazze'deki öğrencilere değil Afrika'da, Sudan'da iç karışıklıklar sebebiyle üniversiteleri kapatılan, öğrencileri yurt dışına çıkan üniversitelere de kapılarını açtı. Bugün üç ilimizde Sudan'dan gelen üç üniversite rektörü, öğrencileri, öğretim elemanları kampüslerimizde eğitim öğretim faaliyetlerine devam ediyor.” dedi.
“Kalite güvencesini tüm eğitim süreçlerinin merkezine yerleştiriyoruz”
Özvar, Yükseköğretim Kurulu olarak kalite güvencesi sistemini tüm eğitim süreçlerinin merkezine yerleştirdiklerini belirterek,“Üniversitelerimiz kalite ve akreditasyon süreçlerine daha fazla önem vermekte ve Avrupa ve dünya standartlarında yeniden yapılanmaktadır. Her geçen gün kurumlarımızın akredite edilen program sayısı ve türü artmaktadır. Biz, kalite güvencesini sadece bir teknik zorunluluk değil; aynı zamanda sürdürülebilirlik, şeffaflık ve hesap verebilirliğin teminatı olarak değerlendiriyoruz.” dedi.
“İlk 100’de mutlaka bir Türk üniversitesi görmek istiyoruz”
Yükseköğretim Kurulunun çalışmalarının olumlu yansımalarının, uluslararası üniversite sıralamalarında da kendini gösterdiğini belirten Özvar, “Farklı sıralama kuruluşlarında şu an ilk 500’e girmeyi başarmış 7 üniversitemiz var, 2 tanesi şu anda ilk 300 içerisinde. Hedefimiz önümüzdeki yıllarda ilk 500’e en az 10 üniversitenin girmesi için gerekli yapısal dönüşümü sağlamak ve ilk 100’de mutlaka bir Türk üniversitesini görmektir.” şeklinde konuştu.