“YENİ YÖK” DEĞİŞEN VİZYONUYLA 38 YILI GERİDE BIRAKTI
6 Kasım 2019
Bir dönem "12 Eylül'ün mirası" algısı ve üniversiteler üzerindeki yetki ve
denetimi nedeniyle eleştirilen YÖK, 38 yılı geride bırakırken çalışmalarına
"Yeni YÖK" mottosuyla devam ediyor.
Yükseköğretim Kurulu, 12 Eylül 1980 askeri darbesi sonrası Milli Güvenlik
Konseyi tarafından hazırlanarak 6 Kasım 1981'de yayımlanan 2547 sayılı
Yükseköğretim Kanunu ile kuruldu.
Türkiye'deki tüm yükseköğretim kurumlarını çatısı altında toplayan YÖK,
bugün itibarıyla 8 milyona yakın öğrenci, 168 bini aşkın öğretim elemanı,
129'u devlet, 73'ü vakıf üniversitesi ve 5'i vakıf meslek yüksekokulu olmak
üzere 207 yükseköğretim kurumu ile oldukça geniş bir kesim için çalışmalar
ve koordinasyon görevi yürütüyor.
YÖK'e bugüne kadar sırasıyla Prof. Dr. İhsan Doğramacı, Prof. Dr. Mehmet
Sağlam, Prof. Dr. Kemal Gürüz, Prof. Dr. Erdoğan Teziç, Prof. Dr. Yusuf
Ziya Özcan ile Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya başkanlık etti.
Yükseköğretim Kuruluna, 6 Kasım 2014'te vekaleten, 11 Kasım'da ise asaleten
atanan Prof. Dr. Yekta Saraç başkanlık yapıyor. Saraç, göreve geldiği
günden itibaren "Yeni YÖK" felsefesiyle "eski YÖK imajını" geride bırakmak
için birçok yapısal değişikliğe imza attı.
YÖK Başkanı Saraç, bir grup gazeteciyle bir araya geldiği dünkü toplantıda,
sorular üzerine, 38. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla "Yeni YÖK"ün
çalışmalarına ilişkin değerlendirme yaptı.
"YÖK, '12 Eylül'ün mirası' ifadelerini algı itibarıyla taşıyor. Ama bu
durum algının ötesine giden bir durum değil." değerlendirmesini yapan
Saraç, şöyle konuştu:
"Geldiğimiz noktada, yükseköğretimde politikalar belirleyen, politikaları
uygulamaya koyan, yeni projeler ortaya koyan yeni ve yenilikçi
girişimleriyle öne çıkardığımız YÖK var. Bu yeni YÖK, sistemi başarıya
endeksli kurguluyor. Sistemi, üniversite bazında başarıya göre sıralıyoruz,
öğrencileri başarıya göre önceleyerek burs programları ile destekliyoruz.
'Akademisyenlerin başarısını gördük' diyoruz ve akademik teşvikler
veriyoruz. Yurt dışına öğrenci gönderen ve yurt dışından öğrenci alan bir
YÖK var. YÖK'e 'yeni YÖK' dememizin sebebi, YÖK'ün yeni projelerinden ve
rutin yaptığı işleri yeni bir üslupla kurgulamasından ileri geliyor."
YÖK'te başkanlık görevine gelmesiyle birlikte pek çok yetki devri
gerçekleştirildiğine işaret eden Saraç, şunları kaydetti:
"YÖK yetkilerini üniversitelere, Yükseköğretim Kalite Kuruluna,
kontenjanlar için kurulan kurullara devrediyor. Böylece yeni YÖK'ü
yükseköğretim politikaları yapan ve uygulayan bir kurum haline getirmeye
çalışıyoruz. 12 Eylül ile kurulan YÖK'ün hedefi ayrı bir bahis ama bizim
öncelikli hedefimiz, yükseköğretim sisteminin dinamik ve kalite odaklı
olması, kendi kendini denetleyebilir bir hale ulaşması. Bunun için de
sistemi şeffaflık anlayışı ile tedrici bir şekilde ama daimi tekamül esaslı
olarak iyileştirdiğimizi düşünüyoruz. Bu nedenle YÖK'le ilgili '12 Eylül'ün
mirası' algısı son yıllarda giderek dağılmaya başladı. 'YÖK niye
üniversitelere müdahale ediyor' döneminden 'YÖK, üniversitelere şu
konularda niye müdahale etmiyor' dönemine geçildiğini görüyoruz. Bu bakış
açısı, pek çok şeyin değiştiğini, YÖK'ün artık yeni bir YÖK olduğunu da
gösteriyor. Yükseköğretim kurumlarımızın tabii ki yönlendirmelere ihtiyacı
var, bunu ayırıyoruz ama üniversitelere sürekli müdahalelerle sistemin
yürütülemeyeceğini düşünüyoruz. Bunun için YÖK olarak, üniversitelere
sürekli müdahale yerine yetki devirleriyle süreci yönetmeye çalışıyoruz."
"Yükseköğretim Kalite Kurulu" kuruldu
Saraç'ın göreve gelmesiyle "yeni YÖK", ilk olarak bazı yetkilerinin
üniversitelere devredilmesiyle dikkatleri üzerine çekerken, bu dönemde
yükseköğretimde daha önce cesaret edilemeyen yapısal değişiklikler hayata
geçirildi. Bunların en önemlileri arasında YÖK'ten tamamen bağımsız bir
Yükseköğretim Kalite Kurulunun kurulması yer alıyor.
Türkiye'de bağımsız bir Kalite Kurulunun bulunmaması, onlarca yıldan beri
tartışılıyor ve bu durum Avrupa yükseköğretim alanında Türkiye için büyük
eleştiri konusu oluşturuyordu.
2015 yılında YÖK'ten ayrı, mali ve idari açıdan bağımsız olarak kurulan
Yükseköğretim Kalite Kurulunca, üniversitelerin dış değerlendirmesi
yapılıyor. YÖK ayrıca bazı yetkilerini de üniversitelere ve kontenjan
planlamaları için geniş katılımlı yeni kurullara devretti.
Yükseköğretimde ihtisaslaşma iki koldan yürüyor
Yeni YÖK'ün başlattığı Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması ve
Araştırma Odaklı İhtisaslaşma Projesi ile de yenilikler hayata geçirildi.
Bölgesel Kalkınma Odaklı Üniversiteler ve Araştırma Üniversiteleri olmak
üzere iki koldan yürütülen proje kapsamında, araştırma üniversitelerinin
performans sonuçları "şeffaflık" gereği kamuoyu ile ilk kez paylaşıldı.
Buna göre, performansı en yüksek 5 üniversite ODTÜ, Boğaziçi Üniversitesi,
İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, İstanbul Teknik Üniversitesi ve Hacettepe
Üniversitesi şeklinde sıralandı.
Vakıf üniversitelerindeki kaliteyi artırmaya dönük de bir dizi faaliyet
yürüten YÖK, bu üniversitelere Ar-Ge bütçesi ayırma ve öğretim üyesi
yetiştirme zorunluluğu getirdi. YÖK, ayrıca üniversitelere yönelik
hazırlanan karneleri ilk kez açıkladı.
Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu alanlarda 4 binin üzerinde doktoralı
yetişiyor
Yükseköğretim Kurulunca, ilk kez başlatılan başarıya endeksli burs
programlarına büyük önem veriliyor. Bunlardan en dikkati çekeni yeni YÖK'ün
"Gelecek 10 yıl için güçlü nesiller yetiştirme" sloganı ile başlattığı 100
öncelikli alanda, her çağrıda 2 bin kişiye doktora bursu verilen "YÖK
100/2000 Doktora Burs Programı" oldu.
YÖK'ün özel önem verdiği bu programdaki öğrenci sayısı, bu yıl itibarıyla 4
bin 250'nin üzerine çıktı. Ayrıca, Yurtdışı Doktora Araştırma Bursu
(YÖK-YUDAB) da, hayata geçirilen önemli burs projeleri arasındaki yerini
aldı.
Temel Bilimler Programları Üstün Başarı Sınıflarında (YÖK-TEBİP) özel
müfredat ve hocalar tarafından eğitim gören, ülke için özel bilim insanları
yetiştirilirken, YÖK başarı bursları ile de öğrenciler destekleniyor. Bu
kapsamda, yurt dışında Türkoloji bölümlerindeki başarılı öğrencilere burs,
yabancı öğrencilere lisans, yüksek lisans ve doktora bursu, yabancı dil
eğitimi bursu, araştırma yapacak lisansüstü öğrenciler için burs ve bazı
lisans bölümlerinin tercih edilmesini teşvik etmek amaçlı burs uygulamaları
da dikkati çeken projeler oldu.
YÖK, ayrıca Türkiye'de ve hatta dünyada daha önce uygulanmamış olan bir
yabancı öğrenci burs programı kurguladı. Bu kapsamda, Türkiye'de öğrenim
görmesi sağlanan öğrenciler, ülkelerine döndükten sonra kendi ülkelerindeki
devlet kurumlarında 5 yıl boyunca hizmet verecek.
Uluslararası öğrenci sayısında rekor artış
YÖK'ün uluslararasılaşma alanında hedef odaklı yaptığı planlamalar da
meyvesini vermeye başladı. İlk defa "Yükseköğretimde Uluslararasılaşma
Strateji Belgesi"nin de hazırlanmasıyla geçen yıl uluslararası öğrenci
sayısı 172 bine ulaştı. Bu sayının büyük bir sıçrama olduğu kaydedildi.
Üniversite- sanayi iş birliğinde "sessiz devrim"
Üniversite-sanayi iş birliğine yönelik "sessiz devrim" tabiriyle
düzenlemeler de hayat geçirildi. Buna göre, meslek yüksekokullarının
organize sanayi bölgelerinde açılması ve iş yeri odaklı eğitimin teşvik
edilmesi uygulamaları başlatıldı. Bilimsel araştırma projelerinde
lisansüstü öğrenciler bursiyer olarak desteklenirken, üniversitelerde
sermaye şirketi statüsünde Teknoloji Transfer Ofislerinin kurulmasına
destek verildi. YÖK-Aselsan Doktora Programları da (Aselsan akademi)
başlatıldı.
YÖK'ün yürüttüğü yükseköğretimde yenilikçi girişimler, projeler ve
düzenlemeler de sürüyor. Doktora Sonrası Araştırmacı İstihdamı (Post-doc),
ücretli araştırma izni, emekli öğretim üyelerinin sözleşmeli olarak
istihdam edilmesi, denklik ve tanımada yeni gelişmeler, yükseköğretimde
engelsiz eğitim ve erişim çalışmaları, ilk kez verilen YÖK Üstün Başarı
Ödülleri, Yükseköğretim Eğitim Programları Danışma Kurulu ve Meslek
Yüksekokulları Koordinasyon Kurulunun kurulması, Ortadoğu'da Akademik
Mirası Koruma Projesi gibi başlıklarda politikalar da halen sürüyor.
Üniversitelerde dijital dönüşüm başladı
Son dönemde yükseköğretim alanında dijital ortamda yenilikçi düzenlemeler
de hayata geçirildi. YÖK'te dijital sistem ve veri paylaşımı üzerine de
çalışmalar yürütüldü. Online denklik başvurusu, YÖK Atlas, YÖK Akademik,
Ulusal Tez Merkezi, üniversitelere e-Kayıt, YÖK Kariyer, YÖK mobil
uygulamaları gibi e-Devlet üzerinden kolayca yürütülen hizmetler sunulmaya
başlandı.
"Dijitalleşen YÖK" mottosuyla Yükseköğretimde Dijital Dönüşüm Projesini
yükseköğretim tarihinde ilk kez bu yıl hayata geçiren YÖK, bu alanda
öğretim üyelerine ve öğrencilere yönelik eğitimlere hız verdi.
Yağmacı dergilerin yolu kapandı
"Yağmacı" tabir edilen paralı yayın yapan dergilerdeki makalelerin akademik
yükseltmede kullanılamayacağı yönündeki ÜAK kararının arkasında da YÖK yer
aldı. Türkiye, bu kararıyla dünyada da bu tür dergilere geçit vermeyen öncü
ülkeler arasında bulunuyor.
YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç'ın önerisiyle alınan bu karar,
üniversitelerde öğretim üyeleri tarafından yayınlanan makalelerin
niteliklerinin yükseltilmesi için önemli bir adım oldu.
Son olarak üniversitelerde "Genç Ofisler"in kurulması ve üniversite
programlarındaki isim kargaşasına ve bu nedenle yaşanan mağduriyetlere son
verecek düzenleme ile dikkati çeken YÖK, geleceğin meslekleri alanındaki
geniş kapsamlı programları da 2020'de kademeli olarak hayata geçirmeye
hazırlanıyor.
KAYNAK: Anadolu Ajansı’nın YÖK’ün kuruluş yıldönümü dolayısıyla yayımladığı haberdir.